tag:blogger.com,1999:blog-64199296202127141842023-11-15T07:29:28.976-08:00NE BİLİYORUZ ?secho82http://www.blogger.com/profile/03306673621532072829noreply@blogger.comBlogger1125tag:blogger.com,1999:blog-6419929620212714184.post-21974139021677730712020-02-08T07:28:00.003-08:002020-02-08T07:32:23.966-08:00İlk Düşünenler<h4>
<span style="color: red; font-size: large;"><u>Bölüm-1 </u></span></h4>
<h4>
Merhabalar, ilk yazıma İlk düşünenler başlığı ile başlıyorum, çünkü acaba Yunandan önce düşünürler var mıydı?Varsa da kimlerdi,tabi ki bunun için önce yazının icadı ile Sümerlere bir bakış atmak gerekiyor.Ünlü Sümer uzmanı Samuel Noah Kramer'in "Tarih Sümer ile Başlar" kitabında 13. Bölümde bu konuya değinmiş isterseniz S.Nohan Kramer'e bırakalım sözü;</h4>
<h1 class="mt0" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: white; box-sizing: border-box; color: #4a4a4a; font-family: Segoe, "Segoe UI", "Trebuchet MS", sans-serif; line-height: 1.2; margin-bottom: 10px !important; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<blockquote class="tr_bq" style="line-height: normal;">
<span style="font-size: small;"><i>Sümerler, sözcüğün bugün
anladığımız anlamıyla sistematik bir felsefe geliştirmeyi başaramadılar. Gerçeğin
ve bilginin temel yapısıyla ilgili hiçbir soru sormamışlardır, bundan dolayı
ela bilgi kuramı diye adlandırdığımız felsefi temel ve sınırlara karşılık
oluşturacak hiçbir şey geliştirmemişlerdir. Bununla birlikte, evrenin doğası,
özellikle kökeni ve işleyiş düzeni üzerine düşünüp, tartışmışlardır. İ.Ö üçüncü
bin yılda, kozmik düşünsel tartışmalarından çıkan bazı sorulara doyurucu
yanıtlar bulmaya çalışan bir grup Sümerli düşünür ve öğretmenin ortaya
çıktığını düşündüren geçerli nedenler vardır; öyle zekice bir kozmoloji ve
tanrı bilimi inancı geliştirmişlerdir ki, öğretileri kadim Yakın Doğu'nun çoğu
bölgesinde temel inanç ve dogma haline gelmiştir. Evrene ilişkin bu düşünceler
ve tanrıbilimsel kurgulamalar hiçbir yerde felsefi terimler ve sistematik ifadelerle
açık bir biçimde yer almaz. Sümerli filozoflar bizim var olduğuna kesin gözüyle
baktığımız, onsuz günümüz biliminin tırmandığı yere asla gelemeyeceği bilimsel tanımlama
ve genelleme yöntemini, bu çok önemli entelektüel aracı bulmayı başaramamışlardır.
Göreceli olarak çok daha basit neden ve sonuç ilkesini ele aldığımızda bile,
sayısız somut örnekleriyle bu ilke işleyişinin tamamıyla ayırdığında olan Sümerli
düşünür bunu genel ve evrensel bir yasa olarak ifade etme noktasına asla
ulaşamamıştır. Sümer felsefesi, tanrıbilimi, kozmolojisi ve kozmogonisi ile
ilgili hemen bütün bilgilerin, Sümerlerin edebi eserlerinden, özellikle mitler,
destanlar ve ilahilerden çıkarılması ve parçaların bir araya getirilmesi gerekmektedir.
Kanılarının temelini oluşturan ve felsefi spekülasyonlarını tanrıbilimsel kesinliklerle
sınırlamalarına yol açan ellerindeki "bilimsel" veriler nelerdi?
Sümerli öğretmenler ve bilgelerin gözünde, evrenin temel öğeleri yeryüzü ve
gökyüzüydü; gerçekten de evren sözcüğünün karşılığı, "yer-gök"
anlamına gelen bileşik bir sözcük olan, an-ki sözcüğüydü. Yeri düz, yassı bir
disk olarak, göğü ise, üstten ve alttan kubbe biçiminde katı bir yüzeyle örtülü
çukur bir yer olarak düşünüyorlardı. Bu göksel kubbenin neden yapıldığını
düşündüklerini henüz bilemiyoruz. Kalayın Sümercesinin "gök metali"
olmasından yola çıkarak, kalaydan yapılmış olduğu düşünülebilir. Gök ile yer
arasında, en yakın anlamı "rüzgar" (hava, soluk, ruh) sözcüğü olan,
lil dedikleri bir öğenin olduğuna inanıyorlardı; bunun en belirgin nitelikleri
hareket ve genleşme gibi görünmektedir ve dolayısıyla kabaca bizim
"atmosfer" imize karşılık gelir. Güneş, ay, gezegenler ve yıldızların
da atmosferle aynı maddeden yapıldığına, yalnız bunların fazladan parlaklık niteliğiyle
donatıldığına inanılıyordu. "Gök-yer" üstten ve alttan, her yandan
sonsuz bir denizle kuşatılmıştı ve evren bunun içinde, bir biçimde sabit ve
hareket etmeden duruyordu. Sümerli düşünürlere açık ve su götürmez gerçekler
olarak görünen evrenin yapısıyla ilgili bu temel kanılardan uygun bir kozmogoni
geliştirdiler. Başlangıçta ilksel denizin olduğu sonucuna vardılar; denizi "ilk
neden" ve "ana harekete geçirici" olarak gördükleri ve uzay ve
zamanda denizden önce ne olduğunu kendilerine asla sormadıkları anlaşılmaktadır.</i></span></blockquote>
<span style="font-size: x-small;"> Diğer Bölümde görüşmek üzere...</span><br />
<br />
</h1>
secho82http://www.blogger.com/profile/03306673621532072829noreply@blogger.com0